Murat'a katılıyorum.Profesyönel olsun olmasın insanları eleştirirken bence biraz daha saygılı davranmalıyız..Onur ve Muratın oyun incelemelerini severek izliyorum -ki bunun en büyük nedeni bu işi amatör olarak yapmaları,bizler gibi bir oyuncu gözüyle eleştiri yapıyo olmaları.F1 2010 a gelince.Oyun bence birçok yandan çok zayıf kalmış.Öncelikle herşeyi geçelim,bir F1 in en önemli unsurlarından biri zamandır.Dikkatinizi çektimi bilmiyorum ama zamanlamalarla ilgili nerdeyse hiçbir bilgi yok.arkamdaki araçla aramda kaç saniye var,önümdekiyle kaç saniye var belli değil.EA'ın yaptığı bir F1 oyunu vardı mesela onda arkamdakiyle,önümdekiyle,takım arkadaşımın önündeki ve arkasındakiyle zaman farkı ve genel olarak tüm plotların zamanları sürekli alltan geçerdi.Bunun olmaması benim için en büyük hayal kırıklıklarından biridir.Grafikler konsolda pekte iyi değilmiş.Selçukunda söylediği gibi iyi bir bilgisayarda grafikler çok daha iyi ama yinede yetersiz.Tunin bölümünde ön kanatı alçaltıp yükseltirken arka plandaki aracta hiçbir değişiklik olmaması çok gözüme battı mesela.Sesler başarılı.Pittstop konusunda bi sorun yaşanmış.Bazen uzunca bir süre pittstopumuz bitsede bizi pitt alanındaki trafik yüzünden bekletiyor.Kontroller fena değil.İlla direksiyon almak gerekmiyor.analogla da gayet iyi sonuçlar alınabiliyoruçTabiki direksiyonla dahad iyi sonuç ve keyif alınacaktır.Ancek klavye ile kesinlikle denemeyin,klavyenizi kırarsınız :)
Sevgili Murat ve Onur.Bence iyi iş çıkartıyorsunuz,bozmadan devam etmenizi dilerim..
Öncelikle inceleme için ikinize de teşekkürler.. Uzun zamandır incelemelerinize yorum yapamadım ama hiç kaçırmadan hepsini takip edip izlediğimi bilmenizi isterim :)
F1 incelemesi aslında biraz yüzeysel oldu.. Çünkü; bu oyun için en başta fiziği ve tam hakimiyeti sağlamak için joypad değil direksiyon lazım.. İkinci konu; Onur'un sadece quick setup ayarlarının olduğunu söyleyip direk yarışa başlaması.. Ama üstte zaten detaylı bir tune menüsünün olduğunu ve bunun gözünden kaçtığını söylemiş yani sadece quick setup ile yarışlara giriliyor gibi bir yanlış anlaşılmayı düzeltmiş.. Birde F1 2010 oyunu lisanslı bir oyun olduğu için her zaman hayalini kurduğumuz İstanbul Park'ta yarışma şansımız bu oyunda var :) En azından bize oyunu gösterirken İstanbul Park'ı açarak tur atsaydınız bence çok daha iyi olurdu.. Oranın içini bilen, yakından gören arkadaşlar da bu pistin nasıl modellendiğini ve gerçeğe yakın olup olmadığını anlayabilirlerdi.. Siz göstermediniz ama yağmur yağmaya başladığı zaman olan efektler ve arabanın fiziğini iyi yapmışlar.. Yani yağmurun oyuna olan etkisini az çok anlayabiliyorsunuz.. Grafik konusunda sizlere katılıyorum.. Özellikle çevre grafikleri daha iyi olabilirdi.. Gerçi sağlam bir bilgisayarda full grafiklerde oynadım oyunu o zaman konsollara göre kat ve kat iyi bir görüntü var.. Ses konusuna gelince bence mükemmele yakın sesler var.. Oyuna çok iyi aktarmışlar sesleri.. İyi bir ses sisteminde ve direksiyonla birlikte oynadığınızda gerçekten pistlerdeymişsiniz hissine kapılıp gaza geldiğiniz dakikalar oluyor :)
Yanlış hatırlamıyorsam eğer Codemasters F1'i her sene çıkarmayı planlıyor aynı basket ve futbol oyunları gibi.. Bence F1 2010 denemesinden sonra bir sonraki çıkacak F1 oyunu her yönüyle çok daha iyi olacaktır.. Bu oyunu almak isteyenler bence F1'i yakından takip eden ve sıkılmayan bir kitleden oluşuyor.. Eğer ben araba yarışı seviyorum diyerek alacak olan varsa bir daha düşünsünler.. Çünkü F1 gerçekten bambaşka bir deneyim..
Tekrar inceleme için teşekkürler.. Her zaman olduğu gibi tüm incelemelerinizi izlemeye devam ;)
Onur Kaya Üniversiteydi, Yüksek Lisansdı derken yaşı aldı gitti, iş aradı, çalıştı, çalışmaya çalıştı… Ama bir şeyi hiç unutmadı, oyun oynamak. Çok oynadı, uykusuz kaldı, yeni arkadaşlar edindi. Parmakları nasırlaştı yine de oynamaya devam etti. Çok oynadım, oynamaya doyamadım dedi, neden fikirlerimi paylaşmıyorum dedi. İşte o fikirlerini burada anlatıyor, kendisi gibi düşünmeyen insanları da seviyor…
Murat Sönmez 8 yaşında komşusunun verdiği televizyon oyunu ile başladı işe. Sonra Atari, Commodore 64 derken büyüdü İstanbul’a geldi. Amiga’sı hiç olmadı ama PC’ye 286dx ile başladı. Uzun süre PC’de oyun açlığını giderdi ama sonra yaşlandı. Şöyle güzel güzel koltuğumda oyun oynasam, oyun muhabbetini yine televizyona döndürsem dedi konsolcu oldu. Gerçek bir oyuncu için önemli olanın platform değil oyunun kendisi olduğunu düşünenlerden.